10358,46%0,26
40,17% 0,23
47,06% 0,07
4335,29% 1,21
6897,23% 0,94
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Arken Power Solution A.Ş.’de 2025 itibariyle Genel Müdür olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda Arken Grup’ta İcra Kurulu Üyesiyim. Bundan önce, sektörün önemli firmalarında elektrik malzemeleri alanında genel müdürlük yaptım. Sektöre üretimden başladım; fabrika müdürlüğü ve genel müdürlük görevlerinde bulundum. İş hayatımın son 14-15 yılı genel müdürlük ve icra kurulu başkanlığı pozisyonlarında geçti. Yıl başından bu yana ise Arken Power Solution A.Ş.’de Genel Müdür ve İcra Kurulu Üyesi olarak görevime devam ediyorum. Bunun yanında bir akademisyenim. Yaklaşık 17-18 yıl önce ara verdiğim üniversiteye son 1-2 yıldır tekrar dönerek öğretim üyeliği yapıyorum. İş hayatında edindiğimiz tecrübeleri, akademik bilgilerle birleştirip öğrencilere aktarmaya çalışıyoruz.
Arken Power Solution, Arken Jeneratör’ün ihracat odaklı bağımsız dış ticaret firması olarak dikkat çekiyor. Bu şirketin kuruluş süreci, vizyonu ve Arken Jeneratör açısından stratejik önemi nedir?
Arken Power Solution’un ana kuruluş amacı, yurtdışına daha fazla odaklanmak. Her ülkenin kendine özgü beklentileri, ürün ihtiyaçları, teknik spesifikasyonları ve regülasyonları var. Bunları anlamadan hareket etmek mümkün değil. "Ürünü her yere aynı şekilde satarım" anlayışı, belli bir olgunluktan sonra geçerliliğini yitiriyor. Her pazarın ihtiyacı farklı. Amacımız, her pazarı doğru analiz ederek, müşterinin yerel ihtiyaçlarını tespit edip buna göre çözüm üretmek. Bu yaklaşımla ihracat hacmimizi artırmayı hedefliyoruz.
Uluslararası pazarda hedeflediğiniz bölgeler nereler? Küresel pazarlardaki büyüme stratejinizin öncelikleri neler?
Stratejiyi oluştururken ilk adımımız benchmarking yapmak. Türkiye’nin jeneratör sattığı ülkeleri analiz ediyoruz. Hangi pazarlarda zayıfız? Rakip ülkeler nerelerde güçlü? Türkiye’nin ürün sattığı fakat bizim henüz aktif olmadığımız pazarları belirlemeye çalışıyoruz. Türkiye’nin yaklaşık 550-600 milyon dolarlık jeneratör ihracatının 250-300 milyon dolarlık kısmı; Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve eski Sovyet ülkeleri gibi yakın coğrafyalara yapılıyor. Biz bu bölgeleri Türkiye’nin doğal pazarları olarak görüyoruz. Önceliğimiz de bu bölgeler. Bu pazarlarda yeterli bir şekilde yer aldıktan sonra, Güney Amerika, Kuzey Amerika veya Avustralya gibi uzak pazarlara yönelmek planlarımız arasında.
Bu bölgeler içinde öncelik verdiğiniz bir ülke ya da bölge var mı? İlk adımı nerede attınız?
Özellikle Orta Doğu jeneratör sektörü açısından çok önemli bir pazar. Talebin ve alım gücünün olduğu bir bölge. Yapılanmamızda ilk adımı bu bölgede attık. Oradaki fuarlara katıldık, seyahatler düzenledik. İkinci sıradaysa Türk Cumhuriyetleri ve Rusya bulunuyor. Bu bölgelerdeki potansiyeli de değerlendirmek istiyoruz.
Dış ticarette karşılaşılan başlıca zorluklar nelerdir? Bu zorlukları aşmak için nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?
Dış ticarette çeşitli zorluklar var. Bunların başında, ürünün hedef ülkenin teknik şartlarına uyumu geliyor. Örneğin bir ülkede frekans 50 Hz iken, başka bir ülkede 60 Hz olabilir. Ürünün bu farklılıklara uygun olmaması girişte sorun çıkarır. Bir diğer zorluk ise gümrük engelleri. Bazı ülkelerde Türkiye menşeili ürünlere %5-10 gümrük uygulanırken, bazı ülkelerde bu oran %50-60’a çıkabiliyor. Serbest Ticaret Anlaşması (STA) olan ülkelerde rekabet avantajı varken, olmayan ülkelerde bu büyük bir engel oluşturuyor. Ayrıca, her ülkenin Türkiye’ye ve Türk ürünlerine karşı farklı algıları var. Türk malına olumlu bakan ülkelerde rekabet avantajı elde edilebiliyor. Öte yandan, kalite belgeleri gibi özel regülasyonlar da pazara girişte önemli kriterler arasında yer alıyor. Bir ülkeye başarılı bir şekilde ihracat yapabilmek için, teknik standartlardan pazardaki algıya, gümrük oranlarından belge gerekliliklerine kadar her detayı analiz etmek gerekiyor.
Arken Power Solution olarak Arken Jeneratör’ün ihracat potansiyeline nasıl bir katkı sağlamayı hedefliyorsunuz? Sadece jeneratör tarafında mı faaliyet göstereceksiniz, yoksa dış ticaret firması olarak farklı ürün gruplarına da açılımlarınız olacak mı?
Arken Power Solution olarak odak noktamız her zaman jeneratör olacak. Jeneratör, ürün gamımızda büyük bir ağırlığa sahip. Ancak görüştüğümüz bayilerden ve mevcut müşterilerimizden zaman zaman kablo, elektrik malzemeleri, hatta aydınlatma ve şalt ürünleri gibi farklı talepler de geliyor. Bazı ülkelerde, jeneratör alan müşteri bu ürünleri de beraberinde almak istiyor. Yüklü miktarda sipariş verdiğinde direkt üreticiden temin edebiliyor, ancak parsiyel alımlarda bizden de talep edilebiliyor. Bugüne kadar bu tür taleplere çok eğilmedik. Ama artık müşteri memnuniyetini ön planda tutarak bu ihtiyaçları da karşılamaya açığız.
Önümüzdeki dönemde sizi heyecanlandıran yeni yatırımlar var mı?
Arken büyüyen ve gelişen bir firma. Henüz çok uzun bir geçmişi olmamasına rağmen bugün Türkiye'nin önde gelen jeneratör firmalarından biri haline geldi. Bu büyümeyi sürdürmek için somut adımlar atıyoruz. Yakın dönemdeki projelerimiz arasında yurt dışında home ofisler kurulması, Turquality programına dahil olma çalışmaları ve kurumsallaşma süreçlerinin derinleştirilmesi yer alıyor. Turquality çoğu zaman sadece bir teşvik programı gibi algılanıyor ama aslında bir şirketin tedarik zincirinden satış sonrası hizmetlerine, reklam stratejilerinden müşteri deneyimine kadar tüm operasyonlarını kapsayan bir olgunluk programı. Bu sürecin Arken'e büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Tasarım ve Ar-Ge merkezi çalışmalarımız da devam ediyor. Bunlar, ürün geliştirme kapasitemizi güçlendirecek. Aynı zamanda yürüttüğümüz otomasyon projeleri, hem verimliliği artıracak hem de şirketin marka değerini ve kurumsal gelişmişliğini ileriye taşıyacak.
Arken Power Solution’ın Genel Müdürü olarak yalnızca kendi şirketinize değil, aynı zamanda Arken Jeneratör'e de üretim, yatırım ve tanıtım gibi birçok alanda katkı sunduğunuz görülüyor. Bu yapıyı biraz daha açar mısınız?
Arken Grup bünyesinde üç ayrı şirket var: Arken Power Solution A.Ş., Arken Asist A.Ş. ve Arken Üretim A.Ş. (Arken Jeneratör A.Ş.). Her birinin başında bir genel müdür bulunuyor ve bu genel müdürler Arken Grup İcra Kurulu'nu oluşturuyor. Bu kurul, grubun bütününe yönelik kararlar alıyor ve yönetim kuruluna hesap veriyor. Ben de bu kurulun bir üyesiyim. İcra kurulunda depo yönetimi, faaliyet giderleri, verimlilik artışı, Ar-Ge süreçleri, pazarlama faaliyetleri gibi konuları hep birlikte değerlendiriyoruz. Şirketlerin kendi özel gündemleri olsada, ortak bir yapı içinde koordineli şekilde ilerliyoruz.
Arken Power Solution çok yeni bir şirket olmasına rağmen, marka bilinirliğini artırma konusunda nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Biz aslında sahada Arken markasıyla tanınıyoruz. Dolayısıyla tanıtım faaliyetlerimiz Arken markasını güçlendirmeye yönelik. Farklı bir marka yapma çabamız yok. Pazarlama stratejilerimizde ürün yönetimi, fiyatlandırma, rakip analizi, tanıtım ve promosyon gibi klasik unsurların tamamına odaklanıyoruz. Rekabetçi fiyat belirleme çalışmaları yapıyoruz. Her ülkenin, her coğrafyanın ihtiyacı farklı. Çok sıcak bir bölgeyle çok soğuk bir coğrafyada aynı ürün konuşulamaz. Bu nedenle ürünün performans koşullarını o bölgeye göre şekillendirmek gerekiyor. Pazarlama çalışmaları yalnızca fuar katılımı, dergi reklamı ya da outdoor uygulamalarla sınırlı kalmamalı. Bunlar önemli ama temelde ürünün kendisini, hedef pazarın koşullarını, müşteri beklentilerini ve rakipleri iyi anlamak gerekiyor. Fiyatı doğru konumlandırmadan ve gerekli yerel belgeleri, lisansları almadan yapılacak reklam çalışmaları etkisiz kalır. Önce analiz, sonra görünürlük.
Akademik geçmişinizin yanı sıra uzun yıllar özel sektörde üst düzey görevlerde bulundunuz. Bugün hem eğitici kimliğinizle hem de Arken Power Solution'ın Genel Müdürü olarak görev yapıyorsunuz. Bu çerçevede, dış ticaret alanında kariyer hedefleyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Üniversitede ders verdiğim için gençlerle birebir temas halindeyim. Aynı zamanda görevim gereği tüm departmanları görme şansım oluyor. Ar-Ge’den üretime, satın almadan ithalata, depodan sevkiyata kadar birçok süreçle doğrudan ilgileniyorum. Tüm bu süreçler arasında ihracat bana göre en heyecan verici alanlardan biri. Farklı ülkeleri tanımak, farklı kültürlerle çalışmak ve sabit mesai anlayışının dışına çıkmak bu alanı cazip kılıyor. Elbette bazı temel gereklilikler var. Bu şartlar sağlanmadan ihracat sahasında başarılı olmak kolay değil. Dış ticaret ya da ihracat departmanlarında başarılı olabilmek için öncelikle uygun bir karakter yapısına sahip olmak gerekiyor. Dışa dönük, ilişki kurabilen, empati yapabilen, yabancı dili olan ve bu özelliklerin üzerine hem kişilik hem bilgi olarak kendini geliştirmeye açık bir yapı şart. Çünkü bir ülkeye gittiğinizde yalnızca ticaretten bahsetmiyorsunuz. Belki sekiz-on saatlik bir görüşmenin sadece yarım saati ürün, fiyat, pazarlık gibi konularla geçiyor. Geri kalan sürede ilişkiyi yönetebiliyor olmanız lazım. Dünyadan bahsedemiyorsanız, genel kültürünüz eksikse, farklı konu başlıklarına dair bilginiz yoksa o ortamda var olmanız, karşılıklı güven ve yakınlık kurmanız zorlaşır. Ar-Ge gibi bölümler daha içe dönüktür, ya da muhasebe gibi birimlerde ilişki yönetimi daha azdır. Ama dış ticarette ilişki yönetimi merkezdedir. Kendini geliştirmeyen, sanatsal ya da entelektüel bir yönü olmayan, kitap okumayan, yabancı dilini ilerletmeyen birinin dış ticarette başarılı olması çok zordur. Bir saatlik ticari görüşmeden sonra kalan dokuz saatte konuşacak konunuz yoksa, sadece rakamlarla bu iş yürümez. Ticaret, her zaman insan ilişkileriyle yürür. Kendimi bu alanda bir mentör olarak da görüyorum ve aslında bu pozisyonda olan herkesin mentörlük yapması gerektiğine inanıyorum. Mentörlük koçluk gibi yalnızca dinlemek değil, aynı zamanda deneyim ve birikimle yönlendirme de yapmaktır. Bu nedenle hem üniversitedeki öğrencilerime hem şirketteki genç arkadaşlara her zaman şunu söylüyorum: İlişki yönetiminiz zayıfsa, empati kuramıyorsanız, sosyal becerileriniz gelişmemişse dış ticaret size uygun bir alan değildir. Çünkü bu iş teknikten çok insani bir iştir.